bugün yazabildim. Neden bu kadar yoğundun derseniz derslerle hiç alakası yok. Aksine bu hafta dersleri baya bir salladım. :D Ama Facebook'da ki takipçilerimizin çoğu Wattpad açmamı istediler ben de onları kıramadım. Onun için açtım ve onunla uğraşıyorum. Aşk Ve İntikam'ı hiiç sormayın hayal gücüm durmuş durumda... Hiç bir şey yazamıyorum zaten zamanım da olmuyor.
Ve.. blog yazıma gelirsek, aslında daha uzun tutacaktım ama işlerimin arasına yeni bölüm gelmeden sıkıştırayım dedim. Onun için kısa kısa yazacağım. Hepinizi öpüyorum Sayer şıllaklarııı.. ;)) :*
- BİR OLABİLMEK HER ŞEYE RAĞMEN -
Vee bölümü anlatan tek kelime..! "Bir olabilmek.."
Ve tabii ki unutulmaması gereken o muhteşem dostluk(!).. Ben bu bölüm Aksel'e bayıldım! Tek kelime ile. Sessiz sinema fikri, oyuna dahil olup etrafa neşe saçması, Kerem'le uğraşması.. ve bir sürü klasik Aksel şebeklikleriii kalp ben.. Her ne kadar Kerem'le zıtlaşsa da normalde Aksel karakterine aşık olduğum gerçeği de var tabii.. :))
Aslında sizlerle sessiz sinema oyunu hakkında uzuuun uzuuun konuşmak isterdim ama maalesef zamanım çok kısıtlı. Buradan çıkıp Wattpad ile ilgileneceğim, Aşk Ve İntikam var ve tabii bir de çalışmam gereken derslerim.. :((
Öncelikle Yağmur ve Can aşkının büyüük bir fanı olarak bu sahne de nasıl güldüysem annem içeriden geldi.. O derece yani. :D Bence sessiz sinemanın en iyi kısmıydı diyebilirim. :) (Tabii bir de araba da ki konuşmaları olmasaydı daha iyi olurdu ama.)
Vee Sedat'ın anlattığı film "Temel İçgüdü" süperdi. ;)) Gerçekten güzel bir seçimdi ve erkek tarafı bildiği için kızların tirip atmaları harikaydı. Barış'ın arkadan Begüm'e "Ben bilmiyorum." deyip paçayı kurtarmaya çalışması da gözümden kaçmadı tabi.. Senii senii seniiii.. ;)
Vee ilk okuduğumda gülmekten yıkıldığım gif.. Tumblr kızları yapmış yine yapacağını Valla süper olmuş.. :)
Aksel ve Kerem'in özellikle masada ki hal ve tavırları ideal bir erkek kriterini gerçekten çoook yüksek seviyelere taşıdı. Ve şunu da söylemek istiyorum ben Aksel'i her zaman Kerem'in işlerine maydanoz hesabı karışırken görmek istiyorum. =)
Ben şahsen Can'dan daha dayanıklı olmasını bekliyordum ama daha bir kaç yudum da bardağı bırakmasını kabullenemedim.. Bence biraz daha zorlayabilirdin bebeğim! Senden hiç beklemezdim bunu...
Aksel'in ilk başta iddialı konuşması bende "Tamam kesin Aksel alır." havası oluşturdu ama boğazına kaçmasıyla sevinç çığlıklarımı koruyamadım tabii.
Vee.. Tam Kerem Sayer'den beklediğim hareket. Boşuna yumruklamıyor o torbaları.. O kaslar da havayla şişmiyor tabii. ;))
Goy goyu bırakıp en etkilendiğim sahneye geçmek istiyorum. Nedense Barış'ın konuşmasından çok Kerem'in konuşmasından daha çok etkilendim.. Ve şunu da söylemek istiyorum büyüklerin hikayesi dışında tüm sahneleri (sessiz sinema ve yemek yeme sahnesi dahil) hepsinde ya üzüntüden ağladım ya mutluluktan.. Bence Güneşi Beklerken'in en başarılı bölümlerinden ilkiydi.. Bazı acılar beraberin de tahmin edemeyeceğimiz mutluluklar getirirmiş.. Ve bence hiç bir gücün toplayamacağı sekiz insanı bir araya getirdi..
İlk defa sevgili (!) senaristimiz Gökhan abimize sevgi ve teşekkürlerimi iletiyorum..
Gerçekten müthiş bir bölümdü!
Ve özellikle bu bölüm ki performansları için İsmail Ege Şaşmaz başta olmak üzere Kerem Bürsin'i tebrik ediyorum..
Vee benden bu kadar Sayer Şıllak'larıı.(!) Bir daha ki blogger yazım da daha uzuun bir sohbet ile görüşmek üzere. Öpücükleer.
-Gizli Admin-
Gizli Admin'den not; Yazımda kullandığım gifler için Tumblr'dan; "alagul54, benyoruldum, sampiyonlugubeklerken, palyatifpalavralar"a ve adını alamadığım tüm emektar arkadaşlara çok teşekkürler.. :))
- 40. Bölüm Kamera Arkası Kerem B. / İsmail Ege Ş. -
