19 Mayıs 2014 Pazartesi

Günesi Beklerken - 45. Bölüm Yorumlarım

 Öncelikle hepinize kocamaaan bir merhaba. :))
Valla burada yazı yazmayı ve sizi çok özlemişim. İki bölümdür yorum yazamıyorum maalesef. Üçüncü bölümü aradan çıkartayım dedim. 43. Bölüme o hafta hiç zamanım olmadığı için yorum yazamadım. Aşk Ve İntikam'a final kararı almıştım. Onunla ilgili finale büyüük bir sürpriz hazırlamaya başladık. Onlar biraz uzun sürecek gibi. ;)
 44. Bölüme yazacak bir şey bulamadım açıkçası. Gb'yi izlerken aklıma geliyor şurada şunu yazarım gibisinden ama 44'te hiç bir sahnede yazacak bir şey bulamadım. Biraz komik bir durum ama sonunda 45. bölümle karşınızdayım. Buradan çıkıp koştura koştura Aşk Ve İntikam'ın yeni bölümüne başlamayı düşünüyorum. Onun için biraz kısa tutmaya çalışacağım. Dua edinde çenem düşmesin yine. =/
 Hepinizi bool bol sulu sulu öpüyorum. Kendinize iyi bakın şıllaklar! :*

 

 Öncelikle uzuuuun zamandır izlemeyi istediğim bu sahneyle başlamak istiyorum. Aksel ve Kerem'in atışmalı bu tatlı sohbetine hayran kalan bir tek ben miyim acaba?..
 Can ve Kerem'in dostluğunun üzerin de çok durulmadığı için bu sahneler itirbari ile Aksel ve Kerem'in arkadaşlığı bir adım öne çıktı gibi. Özellikle karavan da ki ikili sahnelerini kahkahalarla izledim gerçekten.. Melis ve Kerem'in karavanda ki sahnesinden önce "Bunların arkadaşlığı böyle gider. İnşAllah!" demiştim. Sonra geri yuttum tabii. =/
 Aksel ve Kerem'in böyle sahnelerini çekip, sonra Melis yüzünden yeniden aralarının açılacağını düşündükçe Rüya İşçileri'nin senaryoyu yazdığı bilgisayara yapmak istediğim!;

image

 

 Aksel'i geçmeden özellikle "Afrodizyak etkisi falan mı var bu erikte ne?" sahnesine gecenin bir saatinde bağıra bağıra kahkaha attığımı söylemek istiyorum.. Başta böyle sahneleri yazıp dizinin sonunda AkMel başlığı altında "The And" vermelerine ne demeli?! Hadi Can ve Yağmur'a kıydınız.. Aksel ve Melis'le ne alıp veremediğiniz var? Hıı hıı! Emre Kınay'da şuan Gölyazı'da, artık oturup koyniş koyniş Demet ve Cihan'ın düğün sahnelerini izleriz. :'( Yok canım ağlamıyorum...
   
            

                     "Tecavüz yok, ceza da yok!"


 Özellikle bu gifi buraya koymak istedim. Gerçekten bölüme yazılan en iyi kelimelerden ilkiydi. Ayrıca süper gönderme olmuş. İlk defa Rüya İşçilerini tibrik idiyirim...


  İviiit... Gelelim geceye damgasına vuran o meşhur sahneye!
Öncelikle bölümün en gereksiz sahnesi olduğunu belirtmek isterim. Ertesi gün okulda zaten ayrılık sahnelerinin çekileceği bir senaryoya, iki sevgilin otomatikman ayrıldığı bu iğrenç sahneyi yazmaya gerek yoktu.!
Okey Kerem Zeynep'ten uzak durmaya çalışıyor ama üzerinde gelinliği olan, deliler gibi aşık olduğun kadının önünde eski sevgiliyi öpmek nedir?!
 Ben olsam bunca şeyden sonra değil Kerem okulu dağıtsa, okulda yangın çıkartsa gidip bakmazdım ona.. Madem böyle bir sahne yazıldı, Zeynep'in ezik gibi Kerem'in yanına gittiği sahne yazılmamalıydı bence. Birbirinden anlamsız ve en son bile izlemek istemeyeceğimiz bu sahne için gerçekten çok teşekkürler(!) Rüya İşçileri. Rüya gibi sahnelerdi...!



 Bu sahneyi izlerken aklıma direk Need For Speed filmi geldi. Geçen Pazar günü Üsküdar Harem'de çekildi bu sahneler. Ya Kerem Bürsin'in gerçekten araba yarışları ve drift üzerine ileri derece eğitimi var ya da araba dış çekimleri başka bir oyuncu koçu ile çekildi. Bu tür araba yarışları ve drift yarışları hakkında bilgilerim olduğu için gerçekten ne kadar zor çekildiğini biliyorum. Gerçekten bu sahnenin görüntü yönetmenliğini yapan Orkun Çatak ve Altan Dönmez'i ayakta alkışlıyorum.



 Kerem'in ikinci gifte Zeynep'i görmesine rağmen dördüncü gifte Melis'in kolunun üstüne kolunu koymasına ne kadar anlam veremesem de geceye damgasını vuran bu sahneyi de paylaşmak istedim. Neden paylaşmak istediğimi de açıklayayım;
 Bundan önce ki bölüm yorumlarımda da bahsetmiştim şimdide söylemek istiyorum. Bu sahnede Melis'in gelip Kerem'le yatmasına, Aksel'de sürekli Kerem'i görmesine bir sürü hakaret etmişler. Yani ben gerçekten anlamıyorum. Bu kadar bölümdür bulumia hastalığı hakkında bir sürü sahne izledik ve Melis'in yaptıklarının hala kendi bilincinde yapıyormuş gibi davrananlar var.
 Bulumia hastalığının ilk ve başlıca nedeni kendini karşı cinse beğendirme olduğu için Melis doğal olarak kafasında ki Kerem takıntısını atamadı bir türlü. Aslında senaristlerin de yansıtmaya çalıştığı durum bu. Tamam Melis klinikten çıktı tedavi oldu ama bedensel olarak tedavisi bitti. Bu kadar ağır bir hastalığı yeni atlatmış olan bir insanın bu tür şeyler yapması çok doğal. Bende bir ZeyKer'ci olarak yazıyorum bunları, bende tam araları düzelmişken böyle olmasına üzüldüm ama orada sadece Zeynep ve Kerem yok. Melis karakteri de var. Kerem ve Zeynep'in duygularını göz önünde bulundurduğunuz gibi lütfen Melis'in de duygularını ve rahatsızlığını göz önünde bulundurup yorumlayın...


 Geleliiim yazmak için geçen Pazar gününden beri beklediğim sahneye. Bu sahne çekilirken bende kamera arkasında Altan hoca ve Yağmur'la beraberdim. Camları kaç kere değiştirip yeniden taktı ekip. Ve yaklaşık 7 - 8 kere baştan çekildi. Özellikle kantinde sandalyeleri attığı sahne gerçekten çok zor çekildi ve ben kendi adıma montajda bu kısımların bu kadar kısa ve basite alınmasına çok üzüldüm.
 Facebook ve İnstagram'da bazı arkadaşlar set hakkında bir şeyler yazmamı çok istediler. Onları da kırmak istemediğim için çok kısa bir şey yazacağım.
 Yaklaşık iki üç saat oturduk Yağmur'la kantinde. Sonra Altan hoca ve Kerem indi. Onlarla oturduk. Kek yapıp götürmüştük onları yedik beraber.  O gün dışarıda hafif yağmur çiseliyordu ve Kerem'in dış mekan çekimin saati biraz aksadığı için dışarı çıkamadı. Girişte de çekim olduğu için kimseyi içeri almadılar. Biz içeri özel bir sebepten dolayı girebiliyoruz, açıklamasını yapmayacağım ama girerken bizim oraya ne sıfatla girdiğimizi bilmeyen arkadaşlar gerçekten hoş olmayan şeyler söylediler. Onlara çok üzüldüm gerçekten.
 Bundan önce bir de İcadiye'de Hande, Emre Kınay ve Ebru Aykaç'ın iç mekan çekimine uğramıştık. Ama orada sadece Altan hoca ile görüştüm vaktim olmadığı için. Ondan dolayı Kerem ve Hande'nin kamera arkasında nasıl oldukları hakkında bir şeyler yazmamıştım.
 Geçen Pazar günü Kerem'in kantin sahnesi hazırlıkları yapılırken bizde o sırada kantin çıkışında koridorda oturuyorduk. Mekan hazırlığı bitmeden önce Kerem kalktı yanımızdan, Hande'nin olduğu ekibinin yanına gitti. Çekim hakkında bir şeyler görüştüler. Ve Hande ile araları baya soğuktu. Dizide karakterlerinden dolayı ne kadar yakın olurlarsa olsunlar kamera arkasında gerçekten farklı bir durum var ve ben sadece bunları yazacağım.. Bunları bir kaç kişi ile görüştüğüm de neden hiç fotoğraf çekilmedin? diye tepkiler geldi. Ben o gün oraya fan olarak girmedim öncelikle bunu söyleyeyim. Hande, Kerem, Yağmur, Ozan, Ece, Merve, Nilay, İsmail ve Yiğit ile çekim başlamadan önce kantiydeydik. Siz nasıl yakın arkadaşlarınızla otururken durup durup fotoğraf çekilmiyorsanız bende onlarla çekilmedim çünkü benim onlarla oradam fan - oyucu muhabbeti olmuyor kesinlikle. Konuştuğumuz konu zaten gerçekten üzücü bir konu olduğu için bir kardeş gibi oturduk orada ve onun için fotoğraf çekilmedim. Bunun da açıklamasını yapayım.
 Neden bunları yazdın derseniz, bazı hoş olmayan yazılar gördüm onun için açıklama yapmak zorunda kaldım. Unutmayın ki kamera önünde izlediğiniz insanların kamera arkasında da hayatları ve gerçekten birbirine tam zıttı. Beni bu açıklamayı yapmaya gerekli kılan arkadaşlar adına sizlerden özür diliyorum.



  Yazımda kullandığım gifler için Tumblr'dan; moondies - angaraninbaglari - kereminsakiizi - kackerekacola - senbenletassakmigeciyon'a çok teşekkürler. Öpüldünüz. :*